23 Şubat 2009 Pazartesi

İnsanlar Sanki Morfinlenmiş...


Mahmut Efendi Hz. Sohbetleri


İnsanlar Sanki Morfinlenmiş...


Şimdi ders ayetimize dönelim:
''Sizin emsalinizi değiştirmeğe ve sizi bilmediğiniz bir surette yaratmağa kadiriz.''
''Sizi benzerlerinize tebdile kadiriz'' demek; ''Sizi bizler yok ederiz yerinize yenisini getiririz onlar asi olmazlar.'' demektir.Nitekim geçmişte bunların misalleri çoktur.
İslam tarihine baktığımız zaman bu hakikatı bütün açıklığıyla görürüz.Bütün islam devletleri dinlerine bağlı kaldıkça, Kuran-ı Kerim'in hükümleriyle amel ettikleri müddetçe maddeten ve manen üstün bir seviyeye yükselmişlerdir.Dini inançlarında zayıfladıkça Allah'ın kitabıyla ameli terkedip dünya zevkine daldıkça da zayıflamışlar gerilemişler Allah (celle celaluhu) onların yerlerine yeni kavimler getirmişdir.
Maide suresinde Mevla Teala şöyle buyuruyor:
''Ey iman edenler! Sizden her kim dininden dönerse, muhakkak Allah'u Teala bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da onu sever.Onlar mümine karşı açık gönüllü, kafire karşı onurlu ve zorludur.''(Maide 54 den)
Allah'u Teala bu ayeti celilesinde islam dininden irtidad edenlerin yerlerine sağlam imanlı Allah ve Resulunu seven müminleri himaye den kavimler getireceğini vaad ediyor.Bu va'd sadece irtidad edenlere mahsus olmayıp dinde zaafiyet gösteren hak yolundan ayrılan Kuran'ın hükümleriyle ameli terkeden dünyayı ahirete tercih eden, dünya menfaatini dinden üstün tutan herkese şamildir.
Birisine ''Kuran'ın Allah'ın kitabı olduğunu nasıl isbatlarsın?'' diye sormuşlar.O da:''Kuran kendi kendini isbat etmiştir'' diye cevap vermiş.
Peygamberimiz vasıtasıyla, okuduğumuz ayet-i kerime de onbir kabilenin dinden döneceği haber verilmiştir.Efendimiz ahirete irtialinden sonra onbir kabile dinden döndü.
Aişe (Radıyallahu anha) validemiz buyurmuştur ki:''Resulullah'In ölümüyle babam (Hazreti Ebubekir) Radıyallahu anh'ın omuzlarına öyle yük bindi ki dağlara binse idi onlar ezilirdi.''
Bu irtidad eden on bir kabilenin üçü Resulullah zamanında yedi kabile Hazreti Ebu Bekir zamanında bir taneside Hazreti Ömer zamanında irtidad etti (dininden döndü). Bu mürted olan kavimler zekat vermekten kaçındılar.
Dediler ki; "Namaz kılarız amma bizim mallarımızı gasbetmeyin." Bu durum karşısında Hazreti Ebu Bekir Eshab-ı Kiram'ı topladı: "Bu milleti yola almak farz oldu." dedi.
Hazreti Ömer Hazreti Sıddık'a karşı: "Sen ehl-i kıbleye kılıç mı çekiceksin?" deyince, Hazreti Ebu Bekir: "Vallahi yola gelmezlerse peygamberimize verdikleri zekatlarından bir keçi yavrusu noksan bırakırlarsa onlar ile harbederim. Bir kolum koparsa öbür kolumla, iki kolum koparsa bütün vücudumla dövüşürüm." buyurdu.
Bu cevap karşısında Hazreti Ömer: "Onun kalbini Allah (celle celalüh) şerhetti ona uymaktan başka çaremiz yok." dedi. Neticede on bir kabile yola geldi. Hepsi Hazreti Sıddık'a teşekkür etti.
Dersimizin ayet-i kerimesinde: "Sizi bilmediğiniz bir surette yaratmaya kaadiriz." cümlesini Hasan-ı Basri Hazretleri: "Sizi maymunlara, hınzırlara tebdil ederiz de kimse buna mani olamaz." diye tefsir etmiştir.
Mevla insanı istedii şekle çevirir;
"Onlardan maymunlar ve hınzırlar ve Cenab-ı Hak'tan başkasına tapanlar yaptı" (Maide sr: 60'dan)
Mevla Teala'yı hiç gücendirmeye gelmez. O'nu gücendirmemeye çok dikkat edelim, onun hatırını kırmayaylım.
Her insan kabrinden insan suretinde çıkacak zannetmeyin. Zira;
"O gün sur'a üfürülür artık (kabirlerinizden) bölük bölük gelirsiniz." (Nebe sr:18) buyuruluyor.
Bir kısmı insan suretinde, diğer bir kısmıda ya hınzır ya maymun suretinde gelir.
Ya Erhamerrahimin! Dünya'da ve ahirette rezil olmaktan muhafaza eyle bizi!
(ders ayeti)
"Ve muhakkak ki, siz ilk yaratılışı bildiniz, o halde düşünmezmisiniz?"
Yağmurdan yiyeceklerimiz, içeceklerimiz hasıl oldu sonra "o su" sonra donuk kan sonra et parçası sonra kemik. Sonra kemiklere et giydirdik sonra başka bir yaratılışla icad ettik.
"Rahimlere döktüğünüz nutfeyi haber veriniz. Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa biz mi?" buyurmakla dört sualden birincisi sorulmuş oldu.
Şimdi tüp bebekte yapıyorlar. Onlar iki rekat namaz kılsaydılar kendileri için bütün keşiflerden daha hayırlı olurdu. Bir genç kız koleradan vefat etmiş. Annesi yahut babası onu rüyada görüp sormuşlar: "Kızım bize ahiretten haber ver yerin nasıl, ne haldesin?" Genç kız demiş ki: "Biz bildik fakat amel edemiyoruz. Siz görmediniz amel ediyorsunuz.Vallahi insanın defterinde iki rekat namaz görmek bir iki tesbih olamsı bütün dünya ve içindekilerden daha sevglidir.'' Şu kızın söylediğine bakın. Acaba bir gece namazı kıldık mı, işrak kuşluk kıldık mı? "Allah" dedik mi? Kur'an okuduk mu?
"Kıyamet günü onun için bir kitap çıkaracağız ki, ona açılmış olarak kavuşacak." (İsra sr:13'den) Ve ona denilecek ki:
"Oku kitabını" (İsra sr:14'den)
Eğer kitabında: "İşrak kıldı, kuşluk kıldı, zikr etti, istiğfar etti, okudu, okuttu, vaaz etti" okursa sevinir ve der ki:
"Gelin, kitabımı okuyun." ( Hakka sr:19)
Mevla Teala dört sualden ikincisini soruyor:
(ders ayeti)
"Şimdi ektiğiniz tohumu gördünüz mü? Haber veriniz. Onu sizler mi bitiriyorsunuz yoksa bitirenler bizler miyiz?"
Toprağa attığınız tohumu yetiştirip olgunlaştıran sizmisiniz yoksa Allah mı? Şunda şüphe yoktur kitanenin çimlenmesi, toprak üzerine çıkması, büyümesi, kemale erip olgunlaşmasında, Allah'tan başka kimsenin dahli yoktur. Her ne kadar tohumu toprağa atan insanlar isede , onun büyüyüp yetişmesinde insanların hiç medhali yoktur.
Ekini topraktan çıkarıp yetiştirmede insanların medhali olmadığı için Resulullah Efendimiz: "Sizden biriniz:''ekin ektim'' demesin de: ''Tohum saçtım'' desin." buyurmuştur.
Gözlerim sık sık gökyüzüne gider, "Acaba bulut var mı? Ne renk." diye. Mevlamız ne yaparsa doğrudur, sevgilidir. Dua edelim. "Çok ettik" demeyelim. Dualarımızın hepsi ibadettir. Rabbimiz ne buyurruyor:
" Ve Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua ediniz, sizin için icabet edeyim. Şüphe yok o kimselere k, benim ibadetimden kibirlenirler, onlar yakından zeliller oldukları halde cehenneme gideceklerdir." (Mü'min sr:60)
Allah-u Teala bu ayet-i celilesinde ibadeti dua ile tabir etmiştir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün minberde iken:" Dua işte o ibadettir." deyip bu ayet-i kerimeyi okumuş bir başka seferde de: "Dua ibadetin iliğidir (özüdür)." buyurmuştur.
Ayet-i celileden anlaşıldığı üzere tevhidde, dua ve ibadette kibirlenenler zelil ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir.
Mevla Teala kendisine ibadet etmekten kibirlenenler hakkında:
"Mesih de Allah(-u Teala) için kul olmaktan asla çekinmez, mukarrebin olan melekler de. Her kim onun ibadetinden çekinir ve kibirlenirse elbette onları umumen huzuruna toplayacaktır."
"Artık o kimseler ki, iman etmiş vamel-i salih amellerde bulunmuş olurlar, elbette onlara mükafatlarını ödeyecek ve onlara kendi fazlından olarak mükafatlarını artıracaktır. Amma o kimseler ki, yüz döndürdüler ve tekebbürde bulundular, onları da elbette elim bir azap ile azaplandıracaktır. Ve onlar kendileri için Allah (-u Teala) dan başka ne bir yar, ne de bir yardımcı bulunmayacaklardır." (Nisa sr:162-173) buyuruyor.
Mevla Teala:''Ey insanlar! Attığınız tohumu gördünüz mü? Onu siz mi bitirip yetiştiriyorsunuz? Yoksa biz miyi onu büyütüp yetiştiren?'' buyurduktan sonra:
(Ders Ayeti)
''Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık, hayret ederdiniz (verdiğiniz emeğe pişman olurdunuz).Biz borçlandık (yaptığımız masraflar boşa gitti!) Doğrusu biz yoksun bırakıldık (derdiniz).'' buyuruyor.
Mevla Teala'nın bahsettiği bu durum çiftçiler arasında görülüp duran olaylardandır.Bazı yıllar çiftçiler tohumları atarlar, ekinleri ekerler.Bunlar bazan bitip çıkmadan, bazan bitip çıktıktan sınra her hangi bir sebeple zayi olur, giderler.Bazende semavi afetlerle helak olur gider de çiftçinin eli böğründe kalır.Halk arasında:''Şu kimsenin ekini bozulmuş'' denir.
Bu gibi şeylerle Cenab-ı Hak buyurmak diliyor ki; birazcık kulağınızı çekiyorum amma kulağınızın çekildiğinden haberiniz olmuyor.İnsanlar sanki morfinlenmiş.Ne zaman ki morfinin tesiri geçecek vücutlarını çuvaldızlarla delinmiş gibi bulacaklar.Mevla Teala ve Tekaddes Hazretleri, insan hayatının devamında birinci derecede önemli olan tanelerin yetişmesindeki kudretini beyan ettikten sonra, ikinci derecede mühim olan suyun önemini ve bundaki kudretini beyan etmek üzere buyuruyor:
(Ders ayeti)
''İçtiğiniz suya baktınız mı?''
Suyu luk luk içersiniz, bir adam tanırım bir bardak suyu bir dikişte bitirir.Daha su içmesini beceremiyoruz...
Efendi Baba:''Su içilirken tel gibi çekilecek yani yavaş yavaş içilecek.'' buyururdu.Beceremedik böyle içmeyi.
(Ders Ayeti)
''Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indirenler biz miyiz?''
Ayeti celilede geçen ''müzn'' beyaz buluta denir ki, ondan yağmurun az yağdığı ve bu bulutlardan inen yağmur sularının daha tatlı olduğu rivayet edilmiştir.
Sure-i Furkan'da şöyle buyruluyor:
''Ve O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci gönderdi.Ve gökten tertemiz bir su su indirdik.''(Furkan 49)
Sure-i Şura'da da:
''Odur ki (kulları) umutlarını kesdikten sonra yağmuru indirir, rahmetini her tarafa yayer.O velidir, övülmüştür.''(Şura 28)
Mevla Teala:İçmekte olduğunuz tatlı suları bildiniz ya! Onu beyaz buluttan siz mi indirdiniz? Yoksa indiren biz miyiz?'' buyurduktan sonra:
(Ders ayeti)
''Dileseydik onu tuzlu yapardık.Şükretmeniz gerekmez mi?'' buyurmak ile bizleri şükr etmeye teşvik ediyor.
Mevla Teala insanların yiyecek ve içeceklerini yaratmaya kendisinden başka kimsenin kadir olamayacağını beyan ettikten sonra yiyecek ve içeceklerin ıslahına hizmet eden ateşin önemini ve bundaki nimetini beyan etmek üzere buyuruyor ki:
(Ders Ayeti)
''(İki dalı birbirine sürterek) çıkardığınız ateşi gördünüz mü? Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratanlar biz miyiz? Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.''
Ayet-i celilede çakmakla ateşlendiği zikredilen bu ağaç; Suudi Arabistan'da yetişen Merh ve Afar ağaçlarıdır.Bu iki ağacın yaş dalları birbirine sürtüldüğü zaman bir su çıkıp ve bu suyun ateşlenerek yandığı kitaplarda yazılıdır.Böyle olmakla beraber ayet-i celilenin anlamı; çakılarak yakılan bütün ateşlere şamildir.Bu günün kibritleri ve ateş alan her şey çakılarak yakılır.
Dünya ateşi bize cehennem ateşini hatırlatmalı.Cehennem ateşi dünya ateşinin şiddetinden kat kat üstündür.Efendimiz (aleyhisselam) buyuruyor ki:''Çakmak çakarak tutuşturduğunuz şu ateşiniz, cehennem ateşinin yetmiş cüzde bir cüz'üdür'' Yanlarında bulunan Ashabı Kiram:''Ey Allah'ın Resulu bu ateş kafi idi.'' demişler.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ''Ahiret ateşi bu ateşin üzerine altmış dokuz cüz fazla kılındı.Her bir cüz'ün misli dünya ateşi kadardır.'' buyurdu.
Bu dünyada biz insanlara ateş çok lazım olan bir şeydir.Mevla Teala onu bizlere menfaat ve kazanç vasıtası kılmıştır.
Mevla Teala habibine hitaben buyuruyor:
(Ders Ayeti)
''Ya Muhammed! Rabbini azim olan ismiyle tesbih et.''

0 yorum:

islam medresesi is wearing Blue Weed by Blog Oh! Blog | To Blogger by Gre at Template-Godown | Entries (RSS) and Comments (RSS).